Kimyadaki birçok reaksiyon ortama saldığı enerji
sebebiyle ekzotermik olarak sınıflandırılır. Çoğu ekzotermik reaksiyon
enerjisini ısı olarak salsa da bazı reaksiyonlarda enerji, elektrik akımı
olarak da gözlemlenebiliyor. Hemen hemen
her kimyacının en az bir kere sentezlediği 'kemilüminesans' lar , reaktantları
yandığında ortama çok az miktarda hem ısı hem ışık yayma yeteneği kazanıyorlar.
Bazı lüminesanslar özel ekipmanlarla
görülebilecek kadar zayıf olsalar da bu hoş görüntüyü oluşturanlardan biri de luminol.
(Ayrıca bkz. siloksan, lofin, lucenigen, difenil oksalat..)
Nedir Bu Luminol ?

Luminolün bir kemilüminesans
olduğundan bahsetmiştik.
Teknik adı
3-aminofitalhidrozit veya 5-amino-2,3-dihidro-1,4-ftalazinedion olan bu
kimyasal, polar çözücüler içinde kolayca çözünebilen -ancak suda tamamen
çözünemez-
beyaz veya açık sarı bir
kristaldir. İlk olarak 1902 yılında Almanya'da sentezlenen bu kimyasal,
1937 yılında adli olaylarda kullanılmasıyla
gündeme gelmiş ve daha sonrasında 1942 yılında uzmanlar tarafından adli
vakalarda kullanılması tavsiye edilmiş.
Peki
Adli Olaylarda Rolü Ne?
Demiştim ya kusursuz cinayet yoktur diye;. Luminol
çözeltisi ortamda bulunan tüm yüzeylere serbestçe püskürtülüyor, kanla buluşan
luminol mavi-yeşil bir parlama yapıyor böylece
suç mahalinde gözle görülemeyecek olan kan lekelerini kolayca ele veriyor .
Tabii ki luminol bunu tek başına yapamıyor, tepkimenin gerçekleşebilmesi için
başka kimyasallara da ihtiyaç duyuyoruz.
Örneğin oksitleyiciler, hidrojen peroksit güçlü bir oksitleyici olmasının
avantajını kullanarak reaksiyona doğrudan katılır, diğer bir ihtiyaç bazik bir
çözeltidir -nötr bir çözeltide luminol zwitteriyondur yani hem eksi hem artı
özellik gösterir, luminolün oksitleyiciler tarafından yükseltgenebilmesi için
eksi yükte bulunması gerekir bu yüzden bazik bir çözeltiye ihtiyaç duyulur- bu
kısım sodyum hidroksit gibi alkali bir bazla desteklenir.
 |
Luminol çözelti reaksiyonu
|
Reaksiyonu tamamlayabilmek için geriye katalizör
kalıyor, işe tam bu noktada kan devreye giriyor; kanın taşıdığı hemoglobinler
yani demir atomları luminol ve hidrojen peroksitin katalizörlüğünü üstleniyor.
Rekasiyon sonucunda mavi-yeşil bir parıldama meydana geliyor. Böylece olay yeri
inceleme ekiplerince birtakım deliller toplanabiliyor. Kusursuz bir
cinayeti luminol hem fiziki hem kimyasal
açıdan aydınlatabiliyor :)

Bir dezavantaj olarak parlayan
luminol ortamda en fazla 30 saniye kadar kalabiliyor. Ne yazık ki tek
dezavantajı bu da değil; araştırmalar gösteriyor ki luminol, kanın milyonda bir
seyreltik halini tespit edebilse dahi her parlayan maddeye kan diyemiyoruz
maalesef. Katalizör görevini üstlenebilen bazı değişik maddeler de olabiliyor. Çamaşır
suyu, idrardaki düşük kan seviyesi, bazı enzimler en bilineni dışkıda bulunan
peroksidaz enzimi, hatta ve hatta karaturp bile luminolle etkileşime girerek
parıldamaya sebep olabiliyor. Ayrıca luminol; protein, enzim ve genetik
materyaller gibi kanıtların hasarına yol açabiliyor. Galiba bazen kusursuz bir
kimya da olmuyor..
https://www.compoundchem.com/2014/10/17/luminol/
https://bilgicoldotcom.wordpress.com/2016/05/07/luminol-nedir-nerelerde-kullanilir/
https://tr.luciafontaine.com/obrazovanie/87248-chto-takoe-lyuminol-kak-sdelat-lyuminol-v-domashnih-usloviyah.html
https://bilimfili.com/suc-mahali-kimyasi-luminol-ve-kan/
Gizem Güngör
Yorumlar
Yorum Gönder